3 Ağustos 2008 Pazar

ahmet altan---savunmak

Sürekli görüntüler kayıyor burada.Karşımızdaki tablo hep bulanıyor.Bir sis bulutu, gerçekleri şekilsiz gölgelere çeviriyor.Sanırım bu, bir türlü demokrasiye geçememiş bir toplumda, iktidarı haksız biçimde elinde tutanların, halkın gerçeği görmesini engellemek için uyguladıkları bir yöntem.Çok uzun zamandan beridir de uygulanıyor.En tehlikeli iş de, görüntüyü netleştirmeye uğraşmak.Çünkü netlik, “gizli iktidar” sahiplerini açığa çıkartıyor.Şimdi epeydir süren bir tartışma var.Bu tartışmanın bir ucu kendine “laik” diyen, hatta “solcu” da olmak isteyen bir kesim.Bir ucu da demokrasinin bu ülkede bütün kurallarıyla uygulanmasını isteyenler.Demokrasiyi geri itip laikliği öne çıkartanlar, demokrasiyi savunmanın AKP’yi savunmak olduğunu söylüyorlar.Ardından da, AKP’nin “şeriat” istediğini vurguluyorlar.Demokrasi talebiyle AKP yandaşlığını ve şeriatçılığı aynı sepetin içine yerleştiriyorlar.Bundan amaçları, AKP’den kuşku duyan, onun kaygan politikalarından hoşlanmayan insanları, demokrasi karşıtı bir cephenin çatısı altında toplamak.AKP’den korkan, ona güvenmeyen o kadar çok insan var ki epeyce bir kalabalığı böyle etkileyebiliyorlar.Şimdi şu soruyu sormak gerek:Demokrasiyi savunmak, AKP’yi savunmak mı?Demokrasiyi savunursanız siz AKP’li mi olursunuz?Bu önemli bir soru çünkü özellikle şehirli kadınların bir kısmı arasında “AKP’li olmak,” olabilecek en büyük suç ve günah.Öyle olmamak için Ergenekon’u da, darbeyi de savunabilirler.Bu insanlara gerçekleri anlatmak gerekiyor.Bugün Ergenekon’a karşı çıktığınız zaman AKP’yi savunmuyorsunuz.Sivil siyaseti savunuyorsunuz.Sivil siyasetin bütün unsurlarını, bütün siyasi partileri, sivil kuruşları savunuyorsunuz.Halkın iradesini savunuyorsunuz.Kendi iradenizi savunuyorsunuz.Buranın “gizli bir iktidarı” olmadığında, sivil siyasetin kuralları egemen olduğunda, istediğiniz partiyi destekleyebilir, istediğiniz sivil kuruluşun üyesi olabilir, her fikrinizi açıkça söyleyebilir, fikirlerinize yandaş arayabilirsiniz.Ama buranın “silahlı bir iktidarı” olmasını, bu iktidarı besleyecek çetelerin devlet içinde büyümesini savunursanız, beslediğiniz bu zehirli sarmaşık sonunda sizin de hayatınıza dolanır.Hiçbir konuda fikirlerinizi açıklayamazsınız.Hiçbir uygulamaya muhalefet edemezsiniz.Bakın, bugün “laikliği demokrasiden” önemli bulanlar, ulusalcılığı ve bağımsızlığı da öne çıkartıyorlar.Ve, bu ülkenin çıkarlarını sivil siyasetin değil, silahlı bir iktidarın koruyacağına inanıyorlar.12 Eylül yönetiminin başı olan Kenan Evren, diktatörlüğü döneminde, Yunanistan’ın NATO’nun askerî kanadına dönmesine hiçbir karşılık beklemeden razı oldu.Normalde, böyle bir anlaşma karşılıklı tavizlerle olabilirdi, Yunanistan’ın isteği gerçekleştirilirken Türkiye kendi bazı isteklerini de masaya getirebilirdi.Getirmedi.Kimse buna itiraz edebildi mi?Edemedi.Bugün böyle bir anlaşmayı sivil bir iktidar yapsa, halk ve medya ona bunun hesabını sorar.Bunun gerçekleşmesini önler.Ama bir askerî yönetimde bunu yapamazsınız.Hayatınızın ve ülkenizin hangi parçasının tehlikeye gireceğini bilemezsiniz.Unutmayın ki, bir toplumun çıkarlarını en iyi o toplumun kendisi savunur.O toplumun tepesine silahla oturan birileri değil.Daha önceki örnekleri de hatırlayın.AKP “zina yasası” çıkarmaya kalkmıştı.Çıkartabildi mi?Hayır.Niye?Toplumsal bir tepkiyle karşılaştı çünkü.Bir darbe yönetimi böyle bir şey yapsaydı, karşı çıkıp önleyebilir miydiniz?“Darbe yönetimleri öyle şeyler yapmaz” diyorsanız, bundan çok eminseniz, ben de size 12 Eylül’de Kenan Evren o kararı nasıl aldı diye sorarım.Darbe yönetimleri her şeyi yapar.Banka da soyar, Türkiye’nin çıkarlarını da feda eder, yalan da söyler, halkı da ezer.Yaptılar da zaten.Bugün Ergenekon’a ve darbeye karşı çıkmak, sivil siyaseti, özgürlüğü ve demokrasiyi savunmak demek.Sadece AKP’yi değil, CHP’yi, MHP’yi, DTP’yi, ÖDP’yi de savunmak demek.Bir partiyi değil, bütün partileri savunuyorsunuz demokrasi taraftarı olduğunuzda.O partilerin taraftarlarının konuşma hakkını garanti altına alıyorsunuz.Ve, siz de o partilerden birinin taraftarısınız.Partinizi savunmak istemiyor musunuz?Bu halkı savunmak istemiyor musunuz?Eğer bu ülkede Ergenekon ve darbeciler galip gelirse, sizi o çok küçümsediğiniz halktan ayıracaklarını ve size iyi davranacaklarını mı sanıyorsunuz?28 Şubat, bankaları kimlere dağıttı bir bakın.Giden sizin paranızdı.Sahip çıkabildiniz mi?Demokrasiyi savunursanız, bir partiyi değil kendinizi, geleceğinizi, paranızı savunacaksınız.Geçmiş darbelerde neler olduğunu bir hatırlarsanız, ne demek istediğimi de daha iyi anlayacaksınız.

Hiç yorum yok: