3 Ağustos 2008 Pazar

Komunizm Ve Din

Komunizm Ve Din Dinin gelecegiDinin gelecegi ne olacak? Bu konuda, elbette Marksistler ile Hiristiyanlar ve diger dinlere mensup kisiler arasinda derin bir fikir ayriligi olacaktir. Dogal olarak, kristal bir küreyle gelecegi görmek imkânsizdir, fakat sunlar söylenebilir. Felsefi bakis açisindan Marksizm dinle bagdasmaz olsa da, söylemeye gerek yok ki, bizler dini bastiran veya yasaklayan her düsünceye karsi çikariz. Bireyin herhangi bir dinsel inanca sahip olma ya da inanmama özgürlügünü savunuruz.Bizim söyledigimiz, kilise ile devlet arasinda köklü bir ayrilik olmasi gerektigidir. Kiliseler dogrudan veya dolayli vergilerle desteklenmemeli, din devlet okullarinda ögretilmemelidir. Insanlar eger dini istiyorlarsa, kiliselerini yalnizca cemaatin katkilariyla desteklemeli ve kendi ögretilerini kendilerine ayirdiklari vakitlerde vaaz etmelidirler. Ayni temel düsünceler Islam ve diger dinler için de geçerlidir.Bize göre, din üzerine konusmalar ve tartismalar devam edecektir, ama bunun çagimizin temel sorununu gizlemesine izin verilmemelidir. Bizim ilk ve en önemli görevimiz, insani köle haline getiren sermaye diktatörlügüne bir son vermek isteyen herkesi mücadele içinde birlestirmektir. Sosyalizm, maddi gereksinimlerin kisitlamasi olmaksizin insanin özgür gelisimine izin verecektir.Örgütlü din yüzyillardir sömürücüler tarafindan kitleleri aldatmak ve kölelestirmek için kullanildi. Çesitli dönemlerde bu duruma karsi baskaldirilar yasandi. Ortaçagdan günümüze, Kilisenin zenginlige ve güce itaat etmesine karsi protesto sesleri yükseltildi. Bunu günümüzde de görmekteyiz. Isçilerin ve köylülerin aci çekmesi, sermayenin utanç verici despotlugu altinda insanligin sehit düsmesi, çogu Marksizmin felsefesiyle tanisik olmayan, ama adaletsizlige ve sömürüye karsi savasmaya istekli olan genis halk katmanlarinin öfkesini arttiriyor. Bunlar arasinda, kitlelerin çektigi aciya her gün sahit olan ruhban kesimin alt katmalari da dahil pek çok dürüst Hiristiyan var.Kurtulus Teolojisi, Orta ve Latin Amerika'daki devrimci mayalanmanin bir ifadesidir. Alt kademe rahipler, ezilen yiginlarin istiraplari karsisinda dehsete düstüler ve daha iyi bir hayat ugruna mücadelede yerlerini aldilar. Yüzyillardir zengin toprak sahipleriyle, bankacilarla ve kapitalistlerle kendi rahatina dönük bir iliski gelistiren Kilise hiyerarsisi, yeni egilimle savasmakta ya da istemeye istemeye buna tahammül etmektedir. Bu yüzden sinif mücadelesi Roma Katolik Kilisesinin saflarina da girmistir.Benzer sekilde, Orta Dogu'nun, Iran'in, Endonezya'nin ezilen yiginlari hayatlarini iyilestirmek için harekete geçtikçe ve kendilerini ezenlerini devirmek için bir mücadele programi arayisina girdikçe, Müslümanlar arasinda da Marksist fikirler ses getirmeye baslamistir. Asil gereken, kapitalizmi, toprakbeyligini ve emperyalizmi alasagi etmektir. Bu olmadan bir yere varmak mümkün degildir. Bu mücadelenin zaferini garantileyen tek program devrimci Marksizmin programidir. Toplumu dönüstürme mücadelesinde Marksistlerin ve Hiristiyanlarin (ve Müslümanlarin, Hindularin, Budistlerin, Yahudilerin ve diger dinlere inananlarin) verimli isbirligi, bizi ayiran felsefi farkliliklara ragmen kesinlikle mümkün ve gereklidir. Dürüst Hiristiyanlar insanligin çogunlugunun ugradigi korkunç baskidan derinden rahatsizlar. Kolombiyali eski rahip Camillo Torres bir keresinde söyle demisti: "Gerçek bir rahip olmak için rahiplerin giysilerini reddettim. Her Katoligin görevi devrimci olmaktir; her devrimcinin göreviyse devrimi gerçeklestirmektir. Devrimci olmayan bir Katolik, ölümcül bir günah içinde yasiyordur."Bunlar yeryüzündeki yoksullarin, günahkârlar ve ezilenlerin davasini savunan ve baskilar karsisinda mücadele ederken hayatlarini vermekten korkmayan ilk Hiristiyan devrimcilerinin degerli halefleridir. Adalet ve özgürlük davasini gönülden savunan herkesin saygiyla anmasi gereken modern sehitlerdir. 1968 ve 1978 arasinda, Latin Amerika'da 850'den fazla rahip, rahibe ve piskopos tutuklandi, iskenceden geçirildi, cinayete kurban gitti ve öldürüldü. Salvadorlu Cizvit Rutilio Grande, öldürülmeden önce sunlari söylemisti: "Günümüzde Latin Amerika'da hakiki bir Hiristiyan olmak tehlikeli […] ve fiilen yasadisi." Vurgu "hakiki" sözcügü üzerindedir.

Hiç yorum yok: